3 Aralık 2013 Salı

Tembelin Halinden Tembel Anlar !

1. Tembel profili: Çalışan Anne
Koştur koştur işten çıkmışsın,arabadan/servisten indin, sekerek markete girdin, Pacman misali meyve sebzelerin oradan kasaya kadar pıt pıt dolanıp, iş yerinde not kağıdına karaladığın alışveriş listeni realize etmek için sadece 20 dakikan var. Daha organik bulgura dünyanın parasını bayılmaktansa acaba konvansiyonel yöntemlerle üretilmiş bir paket bulgur alsam nasıl olur faslına gelemeden telefonun titreşti, arayan çocuğunun bakıcısı. Bir kere titreşti çünkü onun kontürü gitmesin diye senin onu geri araman gerekiyor.
Evde hastam var/akşam misafirim gelecek/hava yağmurlu, trafik sıkışık olur şimdi/hava da erken karardı vs gibi daha da çoğaltılabilecek çeşitli mazeretlerle bakıcı teyze artık daha fazla sokaklarda sürtmeden eve geri dönmen gerektiğini hatırlatır. Boynunu büküp,marketin donmuş ürünler kısmına geçersin.Elini sürgülü dolaba daldırıp bir paket mantı alır, dolapta geçen haftadan kalma süzme yoğurt olduğu aklına gelip, bir de yoğurt almak  için vakit kaybetmeyeceğine sevinirsin.
Eve geldiğinde tüm yorgunluğunu unutursun çünkü dünyanın en tatlı cücesi sana doğru koşarak gelir,boynuna atlar sevinçle.Fakat bütün gün işte olduğun için bu mıç mıç süreç uzadıkça uzar ve akşam evin beyi gelene kadar sen o mantıyı pişirmeyi bırak daha henüz dolaba bile koyamadığını fark edersin. Yaklaşık 15 dakika sonra mutfaktaki manzara ise şudur : sağ elinde kucakladığın ve yaşına/ ağırlığına göre konfor seviyenin idare ederden, "yuh eşek kadar olmuşsun kolum koptu"ya döndüğü badem gözlün, sol elinde kaşık,kapağı açık unutulduğu için katılaşmış süzme yoğurdu havanla ezmeye üşenip bıçakla doğradığın sarmısaklarla entegre etmeye çalışan bir  hatun.

Neyse ki mantıda hem karbonhidrat hem de protein var, üstelik bi de üstüne mis gibi yoğurtla harika olmaz mı? Zaten çocuğun yiyeceği 3-5 kaşık.E  senin de 5 kilo fazlan var,onun yerine dünden kalan mercimek çorbasına abanacaksın. Eh evin beyi de artık paketin kalan kısmını güzelce yesin,mantıya doysun dimi?
2. Tembel Profili: Yeni Evlendim, Evimin Hanımı Oldum
Ohh be neredeyse evde kalıyordun, bi punduna getirdin, sen de evliler kervanına katıldın.Mutfağında esasen yerini bile tam bilemediğin bir dolu ıvır zıvır gereç, tabanı hala parıldayan tavaların, ON tuşuna basılalı daha 2 ay olmamış yepisyeni buzdolabın var. Var da, evlenene kadar yemek yapmakla ilgili yegane ilişkin sebze soyacağıyla salatalık doğramak yada fazlaca haşladığın makarnanın üzerine hazır Pastavilla sosunu boca etmekten ibaretti ( meğer sosun da ısıtılması gerekiyormuş bu arada.)
Evinde yemek pişsin istiyorsun,ailenin mutfağı gibi güzel kokular yükselsin istiyorsun,eşin/evine davet ettiğin arkadaşların / kayınvaliden, çatal bıçak takımın yada bayılarak aldığın Shaggy halın kadar yemeklerini de takdir etsin istiyorsun. Sık sık internette yemek tarifi sitelerine göz gezdiriyorsun ama orada malzeme listesi 5 satır, tarifi 4 cümleden fazla olan her yemek gözünü korkutuyor. Ölçüler senin için çok çok önemli ama tariflerdeki bardak ölçüsü senin çeyizindeki alengirli bardağınla aynı ölçüde değil, içinde 630 gr un yazan bir tarif gördün mü koşarak uzaklaşıyorsun, tam şu tarifi bi deneyeyim diyorsun bir de bakmışssın evde mantar yok.
O yüzden marketten aldığın  besleme çipura yada  fırın torbasının içine tıkıştırdığın patates ve tavuk en favori ana yemeğin. Eğer akşama birileri gelecekse sofrandaki 5 çeşitten ikisi annenin gönderdikleri, ikisi marketten aldığın hazır meze,eh diğeri de  kendi yaptığın mevsim salatası. Henüz salatanın sosunu  yemekten hemen önce koyman gerektiğini bilmiyorsun bu yüzden misafirler biraz gecikince masaya koyduğun salata yıvışmış kötü bir şey oluyor her defasında.
3. Tembel Profili: Öğrenci/Bekar Evi
Dolabındaki sütün tarihi geçmiş,pirincin böcekli.Zaten en son marketten ne zaman meyve/içki/kola/peynir dışında bir şeyler aldığını hatırlamıyorsun bile.Şehir merkezindeki 2+1, minicik mutfaklı evinden yemek kokuları ancak muayyen günlerde yükselse de en azından gelene gidene/sevgiliye/arkadaşa ev ortamında güzel bişiler sunmak istiyorsun. Salonundaki L koltuğun hemen önüne yerleştirdiğin büyük boy sehpanın üzerine şöyle sunumu güzel , yemesi kıtır bişiler koyabilsen, o sana yeterli olacak zaten.Maksat içkinin yanına güzel gitsin, geleni aç bırakmamış ol.
Merhaba Tembel hatun.. Seni çok iyi anlıyorum,  bu blog da senin için zaten.
Sana en kestirme yoldan  çok gurme olmasa bile en başta kendinin sonra da sevdiklerinin beğeneceği güzel yemekleri  nasıl yapacağını anlatacağım. Merak etme, lafı asla fazla uzatmayacağım.Tarifler garantili, çünkü benim ölçülerimle senin ölçülerin birebir aynı olacak. Aklına takılan ne olursa bana yaz, bir çözüm buluruz birlikte.
Çok organikçi, çok her şeyi kendim yaparımcıyım havasındaysan bu blog sana göre değil. Bizim yemek yapmak için yarım saatimiz var, o enginarın çanağını çıkaracak el becerimiz ise yok. Yeri gelecek hazır ürünler de kullanacağız, hatta birbirimize tavsiye bile edeceğiz. Ama o hazır ürünü öyle bir süsleyip ilaveler yapacağız ki,kimse almayacak mono sodyum glutamat tadını.
Birlikte keşfedeceğiz  evdeki deep freezin maksimum ne kadar gıda alabileceğini. Yada iki gün önceden kalmış yemeği nasıl recycle edebileceğimizi. Az yağla çok işler başaracağız, çok sıkışırsak hazır aldığımız şeyleri bile kendimiz yapmışız gibi sunacağız davet sofralarında. Ama hep içine bir şeyler ilave ederek,malzemeleri zenginleştirerek.
Hazırsan buyur buradan başlayalım...